1916 yılında, Birinci Dünya Savaşı’nın o karanlık günlerinde, Batı Cephesindeki Belçika hattında çarpışan İngiliz Kraliyet Ordusu’nun 12. Taburu, bölgede terk edilmiş bir matbaa buldu. Ardından da bu matbaada “The Wiper Times” isimli bir dergi basmaya başlayarak bunu siperlerdeki askerlere dağıtmaya başladı. Dergi ne savaş teknikleri ile ilgiliydi ne de komutanlıktan gelen haberleri içeriyordu. Dergi bir mizah dergisiydi ve içerisinde savaştaki olaylarla ve hatta doğrudan ölümün kendisiyle dalga geçen çok çeşitli türden şakalar vardı.
Ölüm ve savaş elbette ki komik kavramlar değiller. Ancak böylesine zor şartlar altında yaşamak ve çalışmak mecburiyetinde kalıyorsanız eğer stresinizi kontrol etmek üzere yapabileceğiniz en etkin işlerden bir tanesi de kesinlikle kahkaha atmak.
Mizahın, stresi kontrol altına alma ve yaratıcılığı artırmadaki rolü ve önemi aslında çok uzun yıllardır iyi biliniyor. Örneğin, yüksek stresli ortamlarda sürekli çalışmak zorunda kalan asker, polis ve itfaiyeci gibi uzmanlara kendi alanları dışında komik olmak da öğretiliyor. Çünkü, gerçekten zor bir durumda kaldığınızda ve hatta çok da ters bir haber aldığınızda kortizol seviyeniz adete fırlıyor ve siz de adeta kilitleniyorsunuz. Düşünemez ve hareket edemez hale geliyorsunuz. İşte bunu aşmak için tam da o anda yapmanız gereken ilk şey stres seviyenizi düşürerek kontrolü yeniden ele alabilmek üzere işi mizaha vurmak. Taburunuzun çevresi tamamen sarıldı ve artık gizlenecek bir yeriniz de kalmadı mı? Neyse bari düşmanı dağ bayır aramak zorunda kalmadık hepsi toplandı bir kerede bize ziyarete geldi diyerek patlatın bir şaka, dengeleyin kortizol düzeyinizi ve ardından da yapın gereğini.
Son yıllarda bu kahkaha konusu o kadar çok konuşulur oldu ki, bu alanda dünya çapında çok çeşitli uzmanlar ortaya çıktı. Örneğin, Dr. Madan Kataria’nın, Hindistan’da kurduğu Kahkaha Yogası programı dünya çapında tam 110 ülkede yaygınlaştı ve 20.000 dolayında kahkaha kulübü kuruldu. Bu kulüplerde insanlar belirli aralıklarla toplanıyor, hocalarının yönlendirmesi ve çeşitli egzersizler esnasında hep birlikte uzun uzun kahkahalar atıyorlar. Araştırmalara göre atılan bu kahkahalar kan basıncını %6, stres seviyesini ise %28 oranında düşürüyor. Bu konuda araştırmalar yürüten bir diğer uzman ise Dr. William Fry. Fry, gülmenin yüz ve karın kaslarını müthiş bir biçimde geliştirdiğini ve 10 dakikalık gülüşün 10 dakikalık kürek çekme egzersiziyle eş düzeyde kalp atışı hızı sağladığına dikkat çekiyor. Kahkaha sayesinde ciğerlere tam kapasiteyle oksijen doluyor, kandaki oksijen düzeyi hızla artıyor ve hızlanan kan dolaşımı sağlığımıza çok iyi geliyor.
Bakın 1985 yılında Robert Half International isimli bir IK şirketi ABD’nin en büyük 1000 firmasındaki IK müdürü ve başkanıyla bu konuda bir anket yürütmüş. Katılımcıların %84’ü mizah algısı olan çalışanların olmayanlara oranla daha yüksek iş verimliliğine sahip olduğunu ifade etmiş.
Hatırlayacaksınız, Cehennem Silahı serisinde Danny Glover’a eşlik eden haylaz polis memuru rolündeki Mel Gibson, binanın altına yerleştirilmiş ve patlamasına da 5dk kalmış bir bombayla karşılaştığında ilk iş olarak bu konuda bir şaka yapıyordu. İşte o şaka ancak filmlerde olur demeyin, çünkü o şaka gerekli bir şaka.
Kurumunuzda iş verimliliğini artırabilmek üzere yapabilecekleriniz arasında KPI temelli çalışma, üretim verimliliği analizleri çıkartma ya da yapay zeka ve dijital otomasyon sistemlerinden faydalanmanın dışında bir şey daha var ki işte o da ekipçe düzenli olarak bir araya gelerek uzun uzun kahkahalar atmanız. Gereğini yapın dostlar.
kaynak : Berke Sarpas